28 Kasım 2020 Cumartesi

  

      Merhaba arkadaşlar, öncelikle şunu söyleyeyim bu yazı spolier içeriyor.

       1994 yapımı olduğu için sürekli izlemeyi ertelediğim ama geç kaldığım için  çok pişman olduğum; 17 dalda Oscar, 26 dalda Altın Portakal alan Tom Hakns' in baş rolde oynadığı Forrest Gump filmini yorumlamak istedim.

       Bana sürekli tavsiye edilen ve benim de çok merak ettiğim, hakkında tek bir olumsuz yorum okumadığım bu filmi, gerçekten çok merak ediyordum ve evet izledikten sonra izlediğim en iyi 10 filmim arasında yerini aldı, özellikle Jenny karakterinin bizdeki Eyşan karakteri gibi  efsaneleştirilmesi bana çok klişe gelmişti ama çok ön yargılı davranmışım. (salaklığım işte) İzlemekten gerçekten bir şey kaybetmeyeceksiniz. izleyin, izletin arkadaşlar.

Forrest Gump'ın Konusu

      Yaşadığımız dünya, zekası diğer insanların zekasına oranla biraz daha geç gelişen, bir adamın gözünden anlatılıyor. -İnsanoğlu yalan söylemeyecek kadar zeki olsaydı eğer neler olurdu?- öyküsü. Ve bu öykü Tom Hanks'in muhteşem oyunculuğuyla birleşmiş, bir baş yapıta dönüşmüş. Film aslında verdiği mesajdan ibaret: Run Forrest run...


Genel Yorumum

 1.Herhangi  bir filmden beklentiniz ne? Benim, beni her yönü ile ele alması. İşte bu filmde tam olarak bu var! Dram, aşk, komedi, arkadaşlık, aile, siyaset  kavramlarının işleyişi ile seyirciyi sarsıyor. Özellikle etkilendiğim Jenny karakterinin, fazla uçarı ve tutarsız olmasının nedenini bile anlayabiliyorsunuz.:(

2.Bazı sahnelerde o kadar ince detaylara yer verilmiş ki; kaliteli bir yapım olduğunu hemen anlıyorsunuz zaten. Bu küçük detaylar benim çok hoşuma gitti.  Örneğin; Forrest'a masa tenisi öğretilirken gözlerini topun üstünden ayırmaması gerektiği söylenir. Bu yüzden masa tenisi oynadığı sahnelerde asla göz kırpmaz.:) 



3. Seyirciyi aptal yerine koymayan ve ilmek ilmek işlenen bir senaryo ile karşılaşacağınızın garantisini veriyor, benim özellikle vay be dediğim sahnelerden bir tanesi:  Forrest'ın savaş karşıtı bir konuşma yapmasının istendiği kısımda tam sözlerine başlayacakken kullandığı mikrofonun fişi çekildi ve izleyiciler sadece “Savaşla ilgili söyleyebileceklerim bu kadar” kısmını duyabildiği sahne.



4. Filmde bir sürü tarihi olaya yer verilmiş ve bu gerçeklikler Forrest'tan dinlendiği için çok keyif veriyor.

5. Bütün kaliteli yapımlar gibi bu film de bir kitap uyarlaması; Winston Groom tarafından yazılmış, aynı adı taşıyan bir romandan uyarlanmıştır. 



6. Evet arkadaşlar buraya kadar  çok uzun bir yazı yazmayı düşünüyordum ama filmi biraz araştırınca ve şu ilginç bilgi ile karşılaşınca vazgeçtim:
    Forrest Gump yayınlandığı tarihten beri, tüm zamanların en iyi filmleri listesinde ilk sıralarda yer alıyor ayrıca film bugün, Kongre kütüphanesinde saklanıyor çünkü ülke için çok büyük kültürel, tarihi ve estetik değeri var
    
     Bu bilgi film hakkındaki bütün gerçeği gözümüze sokuyor zaten. Ballandıra ballandıra anlatmanın bir önemi yok. Bu yüzden biraz karakterlere değinip yazıyı bitireceğim.

Forrest Gump

     Forrest'ı izlediğiniz zaman keşke ben de onun gibi olsaydım, hayata onun bakabildiği gibi bakabilseydim ya da dünyadaki bütün insanlar Forrest gibi olsa, işte o zaman hayat daha yaşanılabilir olurdu, diye düşünmeden edemiyorsunuz. Her ne kadar zekası biraz geriden gelse de fiziki açıdan çok güçlü ve hiç yorulmadan koşabilme yeteneğine sahip. Katıldığı savaşta neredeyse bütün taburu sırtında taşıyarak kurtardığını, atılan bombalardan bile hızlı koştuğunu görüyoruz.

    Ana karakterimiz, aşkın da dostluğun da en saf halini yaşıyor. Çocukluk arkadaşı olan olan Jenny'e taa çocukluğundan beri aşık. Yaşadığı aşk içinizi ısıtacak. :)

    

Her ne kadar dünyayı algılayış şekli diğer insanlardan biraz farklı olsa da çocukluğundan beri bütün zorlukları göğüsleyip mücadeleyi hiç bırakmayışı insanı çok derinden etkiliyor. Ve belki de kulağı, bu hayatta kurulan en acı cümleleri bile işitiyor.



Forrest senin gibi hiç yorulmadan koşmak isterdim... Sadece koşmak..


Jenny

Jenny hakkında olumsuz fikre kapılabilirsiniz,  özellikle Forrest açısında baktığınız zaman. 

Ah Jenny... Hayattan hep kaçman, bir türlü tutunamaman ve yaptığın bütün hatalara rağmen sen de çok sevdin Forrest'ı.


Babanın sen de açtığı yara o kadar büyüktü ki kimse çare olamadı sana. Sonunda  Forrest'ın aşkı ile iyileşmeye çalıştın ama:((




Bubba

     Bubba karakterinden çok etkilendim. (Belki de Bubba'da kendimi gördüğüm içindir.:) ) Sahip olduğu tek şey hayalleri olan Bubba :((( hayatı boyunca bir karides teknesinde çalışmış. Ve karidesler hakkında her şeyi öğrenmiştir. Bir gün yolu Forrest ile kesişir ve çok iyi dost olurlar. 
H
     Tek hayali bir karides teknesine sahip olmak. Karidesler ile ilgili bildiği bütün her şeyi Forrest'a anlatır hatta Forrest'a bir gün bir teklif ile gelir ve belkide bu teklifi hem Forrest'ın hayatını hem de Teğmenin hayatını kurtarır. 
      Bubba seni izlerken neden içim cız etti. Neden çok iyi bir hayat sürmeni istedim. Dediğim gibi belkide sende kendimi bulduğumdandır.

Yine de Forrest ile arkadaşlığınızı çoooook sevdim.

Teğmen Dan

    Ata mesleği olan askerlik onun da kaderi olmuş. Tek isteği ataları gibi cephede kahramanca ölmek ama kendi deyişiyle Forrest ondan kaderini çalıyor. 

Her ne kadar Forrest onu istemediği bir hayata itse de yine de onu hayata bağlamayı başarıyor. 
  
Teğmen Dan, yaptığın en iyi şeylerden birisi bir meyve şirketine yatırım yapman.:)))))